• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Giza Piramitleri
    • Mısır
    • Machupicchu
    • Peru
    • Perito Moreno Buzulu - Patagonya
    • Arjantin
    • Taman Negara
    • Malezya
    • Amazonlar
    • Güney Amerika
    • Kukulkan Piramidi
    • Meksika
    • Java Adası
    • Endonezya
    • Mui Ne
    • Vietnam
    • Annapurna Ana Kamp
    • Himalayalar, Nepal
    • Ha Long Bay
    • Vietnam
    • Uyuni Tuz Çölü
    • Bolivya
    • Batu Cave
    • Malezya
    • Boracay
    • Filipinler Boracay
    • Sky Mirror
    • Malezya



İnsan kısa sürede neleri keşfedebilir? Yol aldıkça kendini, kültürünü, unuttuklarını,

belki de sadece
keşfetmenin hazzını...


Eğer kendini arıyorsan yönünü dağlara çevir, dağlarda gözlerini kapat, kulaklarınla
gör. Ağaçların fısıltılarını, böceklerin seslerini dinle. Binlerce yıllık uygarlıkların izini sür.
Keşif yolculuğu için yoldan çıkmaya hazır ol!
 Melih Eriş

.................................................
GEZİ YAZILARIM
MELİH ERİŞ REHBERLİĞİNDE GEZİLER
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi23
Bugün Toplam133
Toplam Ziyaret378820

TARSUS

KİLİKİA’DA 8000 YILLIK BİR DÜŞ



Yolculuklar insanı değiştirir. İki-üç günlüğüne de gitseniz, haftalar süren bir yolculuğa da çıksanız döndüğünüzde her şeye başka gözle bakarsınız. Zihin tazelenir, daha önce kafanızda karmakarışık duran düşünceler birden anlamlı bir bütün haline gelirler! Çünkü yolculuklar sadece fiziksel değil, asıl düşünsel ve ruhsal boyutlarda yapılır. Fotoğraf çeken yolcularsa, bu içsel yolculuklarını bir de fotoğrafça sunarlar.
 
Yolculuk insanın gerçekten bir başka hale geçebildiği durumdur. Yerleşmiş kalıplarını bozar, zihinsel ve ruhsal düzeneklerini değiştirir. Ancak her yolculuk değil kuşkusuz. Mesela turistik yolculuklar ya da bir yere varmak için yapılanlar, sahte dinginliklerle, kontrollü risklerle, yalancı keşiflerle var olanı pekiştirir. O kadar da kolay değildir, insanın kendini tanıması, anlamsı ve değiştirmesi. Yolculuklar, ama hakikaten yolda olmanın kendisini önemseyerek yapılan yolculuklar, bir fırsat yaratır. Aklın ve gönlün kısa bir süre içinde olsa özgürleşebileceğini gösterir insana. Bunu gerçekleştirmek için de bir seyyah gibi gezmek gerekir. Malum gezmenin de bir hayli çeşidi mevcut. Benim sözüm, seyyah olup da gitmelere dair.
 
Tarsus Kilikia medeniyetinin önemli şehirlerinden biri olmuş Tarsus’taki izlenimlerim ben de inanılmaz güzellikler yaratıyor. Evliya Çelebi’nin, Strabon’un gezerek kaleme aldıkları, anlattıkları seyahatnamelerinde ki güzellikleri halen görebilmek mümkün olabilmektedir Tarsus sokaklarında.
 
Tarsus’u biraz gezmeye başladığınızda buranın tarihte bir dini merkez, göç yolu ve büyük bir başkent olduğunu anlamamak ya da fark etmemek mümkün değil! Bir yanda Müslümanlar için kutsal sayılan Eshb-ı Kehf Mağarası (Yedi uyuyanlar), bir yanda Hıristiyanlığın yayılmasında öncü olmuş Hz.İsa’nın havarilerinden olan Aziz Pavlus’un yaşadığı kent, Yahudileri kurtaran Danyal Peygamberin kabri, kentin merkezinde gürül gürül akan şelalesi, bunun dışında tarihteki birçok ünlü isimde Tarsus’u ziyaret etmişler. Büyük İskender, Augostos, Cleopatra, Marcus Antonius, Yavuz Sultan Selim gibi önemli isimler Tarsus için buraya gelmişler ve isimlerine birer anıda bırakmışlar.
 
Hz.Danyal Paygamber’in Kabri, Evliyalar yatağı Tarsus'ta Danyal Peygamberin mezarının bulunması, Tarsus için önemli bir kültürel ve dinî turizm potansiyeli olmuş. Danyal Peygamber, 2. Babil Kralı Nabukednazer (M.Ö. 605-562) zamanında yaşamıştır. Yahudileri Babil Krallığının esaretinden ilmi ve kehanetleri ile kurtarmış bir peygamberdir.
 
Rivayete göre, Babil Kralı, rüyasında İsmailoğulları'ndan gelecek bir çocuğun kendi tahtını sarsacağını bildirmesi üzerine. İsmailoğulları'ndan doğan tüm erkek çocukların öldürülmesini emretmiştir. Bu durum karşısında Danyal Peygamber doğunca ailesi onu dağ basında bir mağaraya bırakmış; mağarada bir erkek ve bir dişi aslanın himayesinde, dişi aslanın sütü ile büyüyen Danyal delikanlı olunca kavmi arasına karışmıştır. Başından geçen olayın sembolü olarak parmağındaki yüzük üzerinde iki aslan arasında duran bir çocuk tasviri vardır. Bir kıtlık senesinde, başkenti Tarsus olan Kilikya Krallığı'nın Kralı Syennessis. Danyal Peygamberi Tarsus'a davet etmiş. Peygamberin Tarsus'a gelişiyle birlikte bolluk, bereket de gelmiş. Bu nedenle Danyal Peygamber Tarsus'un ve Kilikya'nın uğuru sayılmış. Ölünceye kadar Tarsus'ta yaşayan Danyal Peygamber, ölünce, Tarsus'a, şimdiki Makam Camii'nin bulunduğu alanın altına gömülmüştür.
 
1956 yılında Makam civarından geçen küçük ırmağa düşen bir çocuğun cesedi tüm aramalara rağmen bulunamaz. Zamanın belediyesi ırmağın suyunu kestirir. Çocuğun cesedinin nerede olabileceğine dair yapılan araştırma sonucu, cesedin Makam Camii'nin altına girip çıkan su birikintisinin içinde olma olasılığı üzerinde durulur. Motopomplarla birikinti su çekilir. Çocuğun cesedi oldukça derin bir satıhtan çıkarılır. Bir balçık yığını haline gelen bu yer şimdiki Danyal Peygamber'in türbesinin altında olup, taş basamaklı, 10-12 metre aşağıdadır. Uzun bir çaba ile bu alandaki balçık temizlenir. Bir mazgal altında Danyal Peygamber'in sandukasına rastlanır. Mezarın üzerinde büyük ve geniş bir kemer vardır. Bu kemer Makam Camii'nin altında bulunan antik köprünün kemeridir. Danyal Peygamber, köprü kemerinin altında. Kydnos Nehri'nin eski yatağına gömülmüştür.
 
Kleopatra Kapısı: Tarsuslu yerli halkın "Kancık Kapı" olarak adlandırdığı Kleopatra Kapısı ayakta kalan tek antik kent kapısıdır. Bizans döneminde inşa edilen kent surlarının Dağ kapısı, Adana kapısı ve Deniz kapısı bulunuyordu. Mısır'ın ünlü Kraliçesi Kleopatra'nın Romalı General Antonius ile Tarsus'da buluşmak üzere geldiklerinde, o zamanın limanı olan Gözlükule’de büyük bir törenle karşılanarak, deniz kapısından kente geldikleri söylenir. Bu nedenle deniz kapısına Kleopatra kapısı da denilir. Deniz kapısı daha sonraki yıllarda yıkılmış, yerine devşirme taşlardan bugünkü kapı yapılmıştır. Son yıllarda yapılan restorasyonla kapının orijinal özelliği kalmamıştır.
 
Şahmeran Hamamı: Bugün kentin merkezinde heykeli bulunan şahmeran, yılan gövdeli, erkek başlı bir yaratık olarak bilinir. Efsaneye göre, Misis'de oturan ve yılanların kralı olarak kabul edilen Şahmeran, o zamanki Tarsus Kralf nın kızına aşık olmuş. Güzel Prenses, Eski Hamam da yıkanırken Şahmeran hamamın üstüne çıkıp kubbe deliğinden gizlice onun yıkanışını seyredermiş, bir defasında yine seyrederken hamamın içine düşmüş ve o zaman Prensesin koruyucuları Şahmeran'ın başını keserek onu öldürmüşler. Bugün hamamın iç duvarlarındaki kırmızı lekelerin, Şahmeran'ın vücudundan fışkıran kanlar olduğuna inanılmaktadır.
 
Antik Cadde: Antik Cadde Tarsus’un en önemli tarihi eserlerinden biridir. Yaklaşık 8000m kare bir alanı kaplayan Cumhuriyet Meydanı, Antik cadde ve çevresindeki çeşitli çağlara ait yapı kalıntıları Tarsus için önemli bir turizm potansiyelidir. Doğu-Batı yönünde olan bu caddenin 20 km olduğu bilinmektedir. Caddenin Genişliği 7 metredir. Bundan binlerce yıl önce mühendislik harikası olarak inşa edilmiş olan bu yolu yapanlara saygıyla eğilmemek, anmamak mümkün değil! O günkü mimari anlayış ile bu günkü modern mimari tarzı binlerce yıllık zaman dilimlerine rağmen pek farklılık göstermiyor Tarsus sokaklarında. Caddeler su tutmasın diye balıksırtı yapılmış. Yer yer bozulmalar olmuş, olmuş ama antik çağdaki görünümünden fazla bir şey kaybetmemiş.
 
Tarsus Şelalesi: Kentin 3 km kuzeyinde bulunan Tarsus Çayı üzerindedir. Çay buradan 3 ila 5 m'lik yüksekliklerden dökülerek şelaleyi oluşturur. Romalılar döneminde çay kentin ortasından geçmekte, şelalenin bulunduğu alan ise nekropol (mezarlık) olarak kullanılmaktaydı.
 
Donuktaş: Tarsus'ta ki en eski anıt diye bilinen Donuktaş 'ın kim tarafından ve ne olarak yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Donuktaş ilçenin güney doğusun da Tekke mahallesinde bulunmaktadır.
 
Gözlü Kule: Eski bir höyük olan bu yerden birçok devirlere ait eserler çıkarılmıştır. 1934 - 1949 yıllarında yapılan ilmi araştırmalarda buranın Kalkotilik, Hitit, Helenistlik, Roma ve İslam medeniyetlerine sahne olduğu anlaşılmıştır.
 
Jüstinyen Köprüsü: Adana - Ankara karayolunun Tarsus girişinde ve kuzeyinde bulunan bu üç gözlü köprü, Bizans imparatoru Jüstinianus tarafından Tarsus Çayı üzerinde inşa ettirilmiştir.
 
Eshab-ı kehf Mağarası (Yedi Uyurlar): Kur'ân-ı Kerîm'in 17. suresi olan El Kehf'te, nispeten tafsilatlı sayılabilecek bir kıssa anlatılmaktadır. Bu kıssa, bir grup gencin, zalim bir hükümdardan ve toplumdan kaçarak sığındıkları mağarada 309 sene uyumalarını ve sonra uyandırılmalarını anlatır.
 
Mağara, Tarsus'un kuzeybatısında 14 km mesafede, Dedeler Köyü yakınında bulunmaktadır. Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilen mağaraya 15-20 basamaklı merdiven ile inilip çıkılmaktadır. Ayrıca yöremizde anlatılan bir efsaneye göre Karacaoğlan, Eshâb-ı Kehf mağarasına girmiş, bir daha çıkmamıştır. Bu itibarla Karacaoğlan'ın gerçek mezarının nerede olduğu bilinmemektedir.
 
St. Paul Kuyusu: St.Paulus MS 3 yılında Tarsus'ta doğmuş ve babasının mesleği olan çadır bezi dokumacılığı yapmıştır. Musevi Roma vatandaşı olan Aziz, ilk öğrenimini Tarsus'ta, yüksek öğrenimini Kudüs'te tamamlamış, daha sonra İsa’nın Havarisi olmuştur. Tarsus'ta S.Pauls'un doğduğu ve yaşadığı ev olarak bilinen yapı kalıntısının ortasında bulunan kuyunun suyu, halk arasında şifalı olarak bilinir.
 
Bazı Hıristiyanlar, Hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak St Paulus'un kuyusundan şifalı ve kutsal suyu içerler. Bu nedenle St. Paulus kuyusu, Hıristiyanlarca önemli bir ziyaret merkezidir.
 
Eski Cami: Çarşı başındaki bu camii aslında bir ermeni kilisesi olarak inşa edilmiştir. M.S. 1102 yılında St Paul katedrali olarak inşa edildiği de söylenmektedir.
 
Ulu Cami: 1579 yılında Ramazan oğulların' dan piri paşa'nın oğlu İbrahim bey tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanındaki tek şerefeli minare ise camiden 217 yıl önce inşa edilmiştir. Camiinin doğu kısmına bitişik türbede Hz. Şit, Lokman Hekim, Halife Memun'un mezarları vardır.
 
Eski Hamam: 1786’ da Ramazanoğulları tarafından yaptırılmış eski hamam için birde efsane söylenmektedir. Yılanlar Sultanı Şah Meran'ın başı bu hamam'ın halvet odasın da kesilmiş ve kanlar duvara sıçramış, bu gün duvarda görülen kırmızı lekelerin buna işaret ettiği söylenmektedir.
 
Lokman Hekim Heykeli: Bir hekim var adı Lokman. Birçok efsaneye konu olmuş. Tarsuslular onu en işlek caddelerinin birinin köşesine yerleştirmişler. Bu kaide güneşle aynı doğrultuda hareket ediyor. 24 saatte harekete başladığı noktaya geri geliyor. Bu elma heykeli üzerinden Tarsusluları izleyen Lokman Hekim, elma için bakın ne demiş: "Elma yiyen insanın nasıl öldüğüne şaşarım". Tarsuslular da onu elmaya verdiği bu değeri sembolize eden bir kaideye oturtmuşlar. Lokman hekimin birçok sözü var. Bir kaç tanesini de bu kaideye nakşetmişler. Bunlardan biri: "Konuştum, Sıkıntı çektim, Sustum Rahat Ettim ".
 
Lokman hekimi saygıyla anmamak mümkün değil! Bana her sabah güne başlarken elma yememin ne kadar doğru bir davranış olduğunu anımsatıyor.
 
Tarsus Müzesi: 1557 de inşa edilmiş olan Kubat Paşa Medresesi uzun süre harap bir durumda iken esaslı onarılmış ve 1970 de müze haline getirilmiştir.
Tarsus Evleri: Hele bir gezinmeye görün eski Tarsus sokaklarında. Kapılar, o güzelim sessiz ve görkemli kapılar, sizleri nasıl da çekecek kendine. Kendinizi tutamayacaksınız belki de. Tokmağına sıkıca sarılıp, kendinizi kapıyı çalmak eylemine kaptıracaksınız. Kapının gıcırtılı açılışıyla yepyeni bir mekânın huzur dolu yaşamına dalacaksınız. O güzelim kapıların ardındaki huzuru yaşamayı bir deneyin isterseniz, eski Tarsus evlerinde.
 
Tarsus gerçekten büyüleyici bir başkent olmuş yıllar boyunca ve sonra da tarihin karanlık sayfalarında eriyip gitmiş. Bir zamanlar dünyanın en kalabalık başkenti olarak anılan Tarsus günümüzde Mersin’in bir ilçesi konumunda bulunmaktadır. Yıllardır yer altında kalan o büyük ve muhteşem şehir gün yüzüne çıkarılmak için yatırımcılarını beklemektedir.
 
Doğu Akdeniz’in bu güzide beldesinden Türkiye’nin can damarı olan Çukurova bölgesine geçiş yapıyorum.
 
Devam edecek…
 
Hepiniz sevgiyle kalın.
 
Melih Eriş
 

Yorumlar - Yorum Yaz

MELİH ERİŞ GEZİLERİ



MELİH ERİŞ VINTAGE




GEZGİNİN SEYİR DEFTERİ
GRUBUMUZ





FACEBOOK SAYFAMIZ


TÜRK MÜHRÜ PROJEMİZ

 

Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Site Haritası