• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Giza Piramitleri
    • Mısır
    • Machupicchu
    • Peru
    • Perito Moreno Buzulu - Patagonya
    • Arjantin
    • Taman Negara
    • Malezya
    • Amazonlar
    • Güney Amerika
    • Kukulkan Piramidi
    • Meksika
    • Java Adası
    • Endonezya
    • Mui Ne
    • Vietnam
    • Annapurna Ana Kamp
    • Himalayalar, Nepal
    • Ha Long Bay
    • Vietnam
    • Uyuni Tuz Çölü
    • Bolivya
    • Batu Cave
    • Malezya
    • Boracay
    • Filipinler Boracay
    • Sky Mirror
    • Malezya



İnsan kısa sürede neleri keşfedebilir? Yol aldıkça kendini, kültürünü, unuttuklarını,

belki de sadece
keşfetmenin hazzını...


Eğer kendini arıyorsan yönünü dağlara çevir, dağlarda gözlerini kapat, kulaklarınla
gör. Ağaçların fısıltılarını, böceklerin seslerini dinle. Binlerce yıllık uygarlıkların izini sür.
Keşif yolculuğu için yoldan çıkmaya hazır ol!
 Melih Eriş

.................................................
GEZİ YAZILARIM
MELİH ERİŞ REHBERLİĞİNDE GEZİLER
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi19
Bugün Toplam137
Toplam Ziyaret378824

YOGA & VEJETARYENLİK

YOGA & VEJETARYENLİK

Yoga kelime anlamıyla bir olmak, birleşmek demektir. Yogada amaç, bedenimizin fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak dengeye gelip, bir olmasıyla "Tanrı bilincine” ulaşmaktır. Yoga yapan kişilere yogi/ni adı verilir. Eski dönemlerde büyük yogi/niler insanın çevresiyle uyumlu yaşayabilmesi için, öncelikle kendisiyle uyum içinde yaşaması gerektiğini biliyorlardı. Yoga, insanın kendisini anlaması, fark etmesi ve çevresini anlayabilmesi için insanoğluna sunulmuş en büyük hediyedir. Bu yolda bıkmadan yoga disipliniyle ilerleyenler ilahi olana kavuşma yolunda hızlı adımlara sahip olurlar. En büyük üstadlar bile daimi öğrencidir.

Kutsal kitap Bhagavat Gita, yoga yolunda dört farklı öğrenciden bahseder. Bunlar;

Acı çeken kişi, dinmeyen bir acısını dindirmeyi amaçlayan öğrencilerdir. Bu acı fiziksel veya zihinsel olabilir.

Dünya nimetlerini arayan kişi, sağlık ve başarı için yaşamayı amaçlayan öğrencilerdir. Burada amaç, bir yol bularak dünya nimetlerinden faydalanmaktır.

Bilgi arayan kişi, bütünlüğe ulaşma, bir olma arzusu duyan öğrencilerdir.

Bilge adam, büyük yogi/nilerdir.


Herkesin hayattaki amacı farklı olabilir, yogaya başlama nedeni de. Hedef ne olursa olsun hepsi eşit derecede mükemmeldir. Yoga yolu herkese açıktır. Yogayı isteyen herkes dilediği sebepten ötürü yapmaya başlayabilir ve istediğinde de yapmaktan vazgeçebilir. Ancak, bu yolda disiplinle ve çaba ile var olanlar yoganın 8 basamaklı yolunu takip ederler.

Yoga dünyasına kitabı ile ışık tutan Patanjali’ye göre, yoganın sekiz basamaklı yolunun ilk aşaması olan Yamaların birincisi “Ahimsa” yani şiddetsizliktir. Bu kural, insanların beslenme sisteminin düzenlenmesine de dikkat çekmektedir. Burada bahsedilen şiddetsizlik öğesi insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde kurulmasını anlatmaktadır. Hayvanlara sadece besin gözü ile bakılmaması ve onların da bu gezegende yaşam haklarının olduğunun unutulmamasıdır.

Beslenme bizim en doğal faaliyetlerimizden biridir. Binlerce yıldır, insanoğlu hayatta kalabilmek için her türlü besin maddesini kullanmıştır, gerektiğinde avlanmıştır. Ancak, atalarımızın etobur olduğu konusu abartılarak insanlara aktarılmaya çalışıldı ve insanoğlu yönünü kaybetti. Bugün dünyanın değişik coğrafyalarında herkes her canlıyı yemek olarak tabağına koymaktadır. İnsanoğlu doğasına ve biyolojisine uygun olarak ne yemesi veya yememesi gerektiğini hissetmeden veya düşünmeden herşeyi yemektedir. Hayvanların bile ne yemeleri gerektiği konusunda hisleri vardır, örneğin inekler çayırda otlanırken zehirli otları yemezler. İnsan bedenine en yakın fiziğe sahip olduğu söylenen maymunlar bile genelde koyu vejetaryendir ve et yedirildiklerinde hastalanıp tüyleri dökülür. İnsan ruhsal bir varlıktır. Doğa kanunlarına olduğu gibi ister istemez evrenin ruhsal kanunlarına da tabidir. Eğer yoga yolunda ve ilahi olanla birleşme hedefinde iseniz ve evrene uyum sağlamayı tercih ederseniz, herhangi bir canlıya zarar vermemenin ruhsal gelişimin başlıca şartı olduğunu kabul etmeniz gerekir.

Canlılar çeşitlidir, örneğin bir elma doğa tarafından yenilmek için sunulmuştur. Onu yediğimiz zaman ağacına zarar vermeyiz. Fakat bir hayvanı öldürdüğümüzde ise o ölüm anında yaşanan tüm hisler, acılar ve korkular tabağınıza bir et parçası olarak gelmekte ve siz de onu besin maddesi olarak vücudunuza almaktasınız. Aslında besin olarak kullanabileceğimiz bir canlının tekamül (ruhsal gelişim) seviyesinin bizi ters orantılı olarak etkileyeceği konusunda ezoterik bir kural vardır. Canlı ne kadar gelişmiş ise, onu yemek bize o kadar olumsuz etki yayar. O halde, beslenme konusunda en gelişmiş canlıdan en az gelişmiş olana doğru bir sıralama yaparsak, şu tablo ortaya çıkar;

En gelişmiş - İnsan

Zeki hayvanlar

Memeli hayvanlar

Kümes hayvanları

Sürüngenler

Balıklar, deniz canlıları, böcekler ve kabuklular

Yumurta

Süt mamulleri

Meyve ve bitkiler

Tek hücreliler ve mantarlar

Bu tabloya göre, tekamülü olan hayvan eti yenilmeyen bir yaşam seçildiğinde yediklerinizin bedeninize, ruhunuza ve zihninize olumsuz bir karmik etkisi olmadığı gibi vejetaryenliğin manevi faydalarından fazlazıyla yararlanabileceksiniz (şuur açıklığı, psişik hassasiyet gibi).

...Yiyecek, her lokmayla, Tanrı'ya hizmet etmek için gerekli gücün kazanılabileceği düşünülerek yenmelidir. Böylece yiyecek saflaşır. Vejetaryen olup olmamak tamamen şahsi bir meseledir çünkü her insan, doğduğu ve büyüdüğü ülkenin gelenekleri ve alışkanlıklarından etkilenir. Ancak zaman içinde yoga pratiği yapan kimsenin tek noktaya yoğunlaşmış bir dikkat ve spiritüel evrim edinmesi adına vejetaryen bir diyet benimsemesi gereklidir.” B.K.S. Iyengar

Vejetaryen olmak pek çok iyi nedenden bazıları

  • Vejetaryenler daha sağlıklı ve daha uzun ömürlüdürler,

  • daha duyarlı ve yaratıcıdır ve duyusal zekaları daha gelişmiştir,

  • zihinleri daha çok çalışır, daha şuurlu ve ruhsal gelişmeye açıktır

  • daha az kilolu, çekici ve cinsel açıdan faaldirler

  • biyolojik açıdan insan bedeni et oburluğa uygun değildir. Et zor hazmedilir, sindirim sistemini yavaşlatır, bağırsaklarda çürür ve kabızlık yaratır

  • etteki toksinler insanı zehirler ve hormonlar insan bedenine işler

  • et mikrop, virüs ve kir yuvasıdır. Meyve, sebze temizdir, çiğ de yenebilir

  • et kanserojendir. Meyve, sebze ve otlar şifalıdır

  • et çabuk bozulur, pis kokar ve görüntüsü çirkindir. Meyve ve sebzeler güzel kokar ve görüntüleri hoştur

  • et yemek, hayvanların vahşi bir şekilde katledilmesini gerektirir. Meyve sebzeler doğa tarafından yenilmek için sunulmuştur. Bir meyve kopardığın zaman ağacı veya bitkisi ölmez. Onlar yenilmek için yaratılmıştır.

  • hayvancılık geniş meraların hayvanlara tahsis edilmesini gerektirir. Bu alanlar tarıma tahsis edilse daha çok insanı doyurabilecek besin üretilir

  • hayvancılık çevre kirliliğine yol açar

  • tarih boyunca en ünlü düşünürler, filozoflar, bilim adamları ve sanatçılar vejetaryendi

  • dünya nüfusunun önemli bir bölümü vejetaryendir

Hayvanların da doğadaki yaşamı devam ettirmek için burada olduklarını düşünür ve onları seversek nasıl yiyebiliriz ki?

Et yemiyoruz- hayvanlar için

Et yemiyoruz- dünya için

Et yemiyoruz- sağlığımız için

Et yemiyoruz- ruhumuz için

Melih Eriş

www.meliheris.com


Kaynaklar

Melih Eriş, İnsanlık İçin Yeni Bir Sayfa II – Notlar

B.K.S. Iyengar, Yoga'ya Işık

MELİH ERİŞ GEZİLERİ



MELİH ERİŞ VINTAGE




GEZGİNİN SEYİR DEFTERİ
GRUBUMUZ





FACEBOOK SAYFAMIZ


TÜRK MÜHRÜ PROJEMİZ

 

Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Site Haritası