- Giza Piramitleri
- Mısır
- Machupicchu
- Peru
- Perito Moreno Buzulu - Patagonya
- Arjantin
- Taman Negara
- Malezya
- Amazonlar
- Güney Amerika
- Kukulkan Piramidi
- Meksika
- Java Adası
- Endonezya
- Mui Ne
- Vietnam
- Annapurna Ana Kamp
- Himalayalar, Nepal
- Ha Long Bay
- Vietnam
- Uyuni Tuz Çölü
- Bolivya
- Batu Cave
- Malezya
- Boracay
- Filipinler Boracay
- Sky Mirror
- Malezya
İnsan kısa sürede neleri keşfedebilir? Yol aldıkça kendini, kültürünü, unuttuklarını,
belki de sadece keşfetmenin hazzını...
Eğer kendini arıyorsan yönünü dağlara çevir, dağlarda gözlerini kapat, kulaklarınla
gör. Ağaçların fısıltılarını, böceklerin seslerini dinle. Binlerce yıllık uygarlıkların izini sür.
Keşif yolculuğu için yoldan çıkmaya hazır ol!
Melih Eriş
.................................................
PERU - MACHU PICCHU
MACHU PICCHU - TAŞLARIN SIRRI
Öyle bir yer ki! Nerden başlasam, nasıl anlatsam... Ama ilk aklıma geleni de sizle paylaşmak isterim. Yanlış algıyı düzeltmek istiyorum. “İnka” adı bir uygarlığı veya medeniyeti temsil etmiyor. İnka, Quechua (Keçhua - bölge yerli halkına verilen isim) dilinde “Kral” demektir. Bu sebeple İnka dendiği zaman kral olarak anlaşılmalıdır. Quechualar ise bu medeniyeti oluşturan halktır. Quechua dilinin (Keçhua) bir alfabesi ve yazılı dili yoktur. Bu nedenle medeniyetin yazılı tarihi de olmamıştır. Quechua tarihi sözlü olarak nesilden nesile aktarıldığından kesin ve net bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Machu Picchu antik kenti günümüzde tarihçilerin, Quechualar hakkında bilgi edinmesine yardımcı olmaktadır.
O zamanlar adı bilinemeyen şehir, ismini iki dağ zirvesinden almıştır. Şehrin tarım alanı olarak kullanılan teraslardan oluşan bölümleri “Machu Picchu”, Quechua dilinde “yaşlı dağ”, Huayna (Wayna) Picchu ise “genç dağ” anlamına gelmektedir.
Machu Picchu antik kenti, deniz seviyesinden 2360 metre yükseklikte, olağanüstü doğası ile tropik Amazon yağmur ormanlarının ve And dağlarının arasında, Urubamba vadisi üzerinde kurulmuş gizemli bir yerdir. İnkaların bu yükseklikte kurduğu en etkileyici yerleşim yeridir.
Quechua Kralı (İnka) Pachacutec’in bu kadar zor bir yere 1000 kişinin yaşayabileceği bir şehir inşa ettirmesinin nedenini sorgularken, İnkaların aynı zamanda yarı tanrı ve güneşin oğlu olarak kabul edildiklerini unutmamak gerekir. Pachacutec’in gökyüzündeki sarayı olan Machu Picchu’nun konumunun, kralı tanrılara yaklaştırmak için özellikle seçilmiş olduğu kayıtlarda belirtilmektedir. Kent neredeyse hiç düz alanı olmayan, deprem bölgesinde, bir dağın yamacında kurulmuş olup, 600 yıl boyunca şiddetli yağmur, rüzgar ve toprak kaymalarına rağmen ayakta kalabilmiştir. Bu doğa olayları karşısında ayakta kalabilmesi gizemini daha da arttırmaktadır. Pachacutec’nin 1438-1472 yılları arasında burada yaşadığı sanılıyor.
Pachacutec ile yükseliş dönemi yaşayan bu uygarlık, ölümünden tam 54 yıl sonra Francisco Pizarro komutasındaki kolonici İspanyolların saldırıları ve işgalleri ile sarsılır. İnkaların daha önce hiç görmediği ateşli silahlar, atlı askerler ve bu toprakların hiç tanımadığı çiçek hastalığı gibi bulaşıcı hastalıklar bir medeniyetin sonununu getirir. Bir zamanlar 1000 kişinin yaşadığı bu canlı şehir terkedilir ve yaklaşık 500 sene boyunca tarihten yok olur.
Quechua kralları şehri terkederken eserlerini korumak ve saklamak için Machu Picchu’ya giden yolları ve geçitleri ortadan kaldırmışlar. Bölge çok yağmur aldığından, kısa zamanda büyüyen bitkiler bütün şehri kaplamış ve İspanyollar burayı bulamamışlardır. Uygarlığın en ihtişamlı dönemlerinde inşa edilen Machu Picchu’da, 100 yıldan az bir süre yaşanabilmiştir.
Machu Picchu, 1911 yılında Amerikalı Profesör Hiram Bingham tarafından keşfedilmiş ve dünyanın en önemli arkeolojik buluşlarından biri olmuştur. Bu buluş ile birlikte çalışmalar günümüze kadar devam etmiştir ve halen de etmektedir. 1983 yılından bu yana Unesco Dünya Mirası listesinde bulunan Machu Picchu, dünyanın en önemli ve etkileyici arkeolojik bölgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. 2007 yılından bugüne ise Dünya’nın yeni 7 Harikası Listesi’nde yerini almıştır.
Machu Picchu Peru'nun en çok turist çeken yerlerinden biridir. Günlük 2000 kişi ziyaretçi alınmaktadır. UNESCO harabelerin zarar görmemesi için bu sayının en fazla 800 olmasını talep etmektedir.
Şehrin konum olarak zor geçit veren bir bölgede olması nedeni ile ulaşımı kolaylaştırmak için Cusco şehrinden Machu Picchu dağının eteklerinde bulunan Aguas Calientes köyüne raylı sistem hattı inşa edilmiştir. Bu köyden sonra 8 km'lik bir otobüs yolculuğu yapılarak antik kente ulaşılabilir ya da bu mesafe yürüyerek de kat edilebilir. Dar, küçük basamaklı patika yollar sizi büyük ödüle ulaştıracaktır. Üçüncü bir seçenek ise antik yolu geçerek Machu Picchu'ya ulaşmak. Bu yürüyüş bir kaç gün sürüyor ve daha önceden isminizi kayıt ettirmeniz gerekiyor. Günlük sınırlı sayıda kişi bu yolda yürüyebilmektedir. Urubamba Nehri'nin yüksek geçitleri üzerinden, İnka yolunu (Camino Inca) kullanarak macera dolu bu yürüyüşü de yapabilirsiniz.
Machu Picchu’dan 360 metre daha yüksekte yer alan Huayna Picchu’daki Ay Tapınağı’na 07:00 – 13:00 saatleri arasında tırmanabiliyorsunuz. Bu tepeye çıkmak için çok zor bir tırmanmanız gerekiyor. Yolu dar olduğundan, günlük belli sayıda insanın bu bölgeyi ziyaretine izin veriliyor. Aquas Calientes’de konaklama yaparsanız, erken saatlerde Macchu Picchu’ya gelip Ay Tapınağı’nı da ziyaret edebilirsiniz.
Machu Picchu’yu gezmek için zamanınız bolsa, kesinlikle Aquas Calientes köyünde kalıp buraya bir günden fazla zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Gerçek ödülü o zaman alacaksınız.
Machu Picchu’ya yapacağınız bir gezide, bölgeye özgü bir çok hayvanla tanışacaksınız. Lama ve alpakalar; her ikisini de birbirine karıştırmak kolay. Alpakalar, genellikle daha küçük oluyor ama aradaki asıl fark yün kalitesinde. Alpakaların yünleri çok kaliteli, sıcak tutuyor ve yumuşak. Bölgede Alpaka yününden yapılmış rengarenk kıyafetler ve hediyelik eşyalar bulmak mümkün.
Farklı rotalarda buluşmak dileği ile, hepiniz sevgiyle kalın.
Melih Eriş
MELİH ERİŞ GEZİLERİ
MELİH ERİŞ VINTAGE
GEZGİNİN SEYİR DEFTERİ
GRUBUMUZ
FACEBOOK SAYFAMIZ
